Türkiye, Ukrayna krizinde kendi jeopolitik çıkarları doğrultusunda hareket etmelidir.

Türkiye, Ukrayna krizinde kendi jeopolitik çıkarları doğrultusunda hareket etmelidir.

25 Şubat 2022, İstanbul-Partisiz ve Birleştirici Cumhurbaşkanı Adayı Dr. Serdar Savaş, 24 Şubat Perşembe günü Ukrayna krizine dair yapmış olduğu açıklamasında şunları söyledi:

“Türkiye’deki siyasi partiler, iktidarı ve muhalefetiyle, Ukrayna konusunda yaptıkları ilk açıklamalarla ulusal çıkarlarımız aleyhinde bir duruş sergilemişlerdir.

Rusya, Soğuk Savaş’ın bitmesinden sonra oluşan tek kutuplu dünyada ABD’nin dünyanın farklı coğrafyalarında yaptığı gibi kendi ideolojisini, kültürünü, ekonomisini ve askeri gücünü dayatması karşısında ve özellikle eski Doğu Bloku ülkelerinin bir bir NATO’ya alınmasıyla kendisine yönelik tehditi açık ve anlaşılır bir şekilde dünyaya ilan etmiş, ABD, Avrupa Birliği ve NATO’dan güvenlik endişelerine yönelik adım atmalarını istemiştir. Ne var ki bu talebi karşılık görmemiş ve tehdit daha da büyütülerek Ukrayna’nın NATO’ya alınma adımına kadar ilerletilmiştir.

Ukrayna ve Rusya arasında Avrupa Güvenlik İş Birliği Teşkilatı (AGİT) şemsiyesi altında imzalanan Minsk Protokolü, Ukrayna’nın Lugansk ve Donetsk bölgelerindeki sorunlara  diplomatik bir çözüm getirme potansiyeli olmasına rağmen, Ukrayna, ABD’nin de yönlendirmesiyle anlaşmanın gereklerini yerine getirmemiştir.

ABD, Rusya’nın Avrupa Birliği ve özellikle Almanya ile ilişkilerini güçlendirmesini istememektedir. Ukrayna oyununda ABD’nin amacı çoğu NATO üyesi olan Avrupa Birliği ülkelerini Rusya’ya karşı konsolide etmek ve Rusya’dan Almanya’ya çok önemli bir enerji hattı olma potansiyeli taşıyan Kuzey Akımı 2 Projesi’ni engellemektir. Bu açıdan bakıldığında Amerika istediğini elde etmiştir.

Rusya son attığı adımlarla, ABD’nin, dolayısıyla NATO’nun Ukrayna’da kendiyle askeri bir çatışmaya girmeyeceğini ve giremeyeceğini gayet iyi bilmektedir. Rusya, ABD ve NATO’nun Afganistan hezimeti sonrasında, NATO’nun kendi iç sorunlarının zirveye çıktığı bir dönemde gayet akıllıca bir hamle yaparak hem Lugansk ve Donetsk sorunlarına son vermiş hem de Ukrayna’nın NATO üyeliğini fiilen engellemiştir.

ABD ve Rusya’nın istediklerini aldıkları bu oyunda, olan Ukrayna’yla, daha yüksek doğalgaz faturaları ödeyecek, başta Almanya olmak üzere, Avrupa Birliği ülkelerine olmuştur.

Önümüzdeki dönemde ABD ve NATO’nun Türkiye’den aşağıdaki talepleri olabilir:

  • ABD, Yunanistan’ın Dedeağaç Limanı’na yaptığı yığınak ile Karadeniz’e açılmak isteyebilir. Bu durumda Türkiye’den Montrö Antlaşması’nı esnetmesini daha doğrusu çiğnemesini isteyebilir.
  • NATO, Rusya’ya yönelik yaptırımlara Türkiye’nin de katılmasını isteyebilir.
  • NATO, Türk Donanması’nın, Rusya’ya karşı bir unsur olarak, Karadeniz’de güç artırımına gitmesini isteyebilir.

Önümüzdeki dönemde Ukrayna’nın Türkiye’den aşağıdaki talepleri olabilir:

  • Silah ve askeri teçhizat temini,
  • Karadeniz’e Rus Donanması’nın girişinin engellenmesi,
  • Rusya’ya karşı yaptırımlara katılım.

Şu anda Türkiye dahil ABD etkisindeki dünya ABD’nin istediği şekilde bir medya propagandasına maruz kalmaktadır. Yapılan çoğu değerlendirmenin ABD çıkarlarına hizmet ettiği açıktır. Çok sık kullanılan bir kavram ‘uluslararası hukuk’tur. Ancak ABD’nin yakın dönem tarihi uluslararası hukukun hiçe sayılma örnekleriyle doludur. Türkiye kamuoyu, ABD’nin NATO’yu birarada tutma gayreti içerisinde bulunurken, PKK’yı, PYD’yi Türkiye aleyhine silahlandırdığını ve güçlendirdiğini, çeşitli kumpaslarla ordumuza zarar verdiğini, FETÖ’yü örgütleyip Türkiye’de darbe girişiminde bulunduğunu unutmamalıdır. Bunlarla birlikte Türkiye’nin Kıbrıs ve Doğu Akdeniz’deki durumu, Ege’de silahlandırılan 12 ada, Yunanistan’ın AKP iktidarı döneminde el koyduğu adalarımız, Türkiye’nin Suriye sınırındaki haklı ama yetersiz operasyonları göz önüne alındığında, iktidar ve muhalefet partilerinin Rusya’yı kınaması gelecekteki politikalarımız açısından milli menfaatlerimizle uyuşmayan bir harekettir.

Türkiye, Mustafa Kemal’in gösterdiği yoldan çıkarak 1940’lardan sonra Amerika’nın dümen suyuna girmiş ve bundan daima zarar görmüştür. Şu anda dünya yeniden şekillenmektedir. Manifesto kitabımda açıkladığım haliyle Türkiye, Avrasya ve Avrupa Birliği arasında bir köprü olarak kendi jeopolitik çıkarları doğrultusunda hareket etmelidir. Bu temel yaklaşım doğrultusunda Ukrayna konusu özelinde ise ABD, Avrupa Birliği, NATO, Ukrayna taleplerine net bir şekilde mesafeli durulmalıdır. Ülkemizin önerdiğim şekilde gerçekleştireceği bir duruşun bizi AB ve NATO içerisinde yalnız bırakabileceğini öne sürebilecek olanlara peşinen cevabım şudur:

Türkiye zannettiğinizin çok ötesinde önemli ve güçlü bir ülkedir. “

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.